Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
Misafir
“Daha önce böyle şeyler yapmadınız mı?” diyebilirsiniz. Yaptık ama ben onlardan değil bundan bahsetmek istiyorum bugün.
Ben 45 yaşımdayım eşim de 42. Çook keyifli bir evliliğimiz var. Benim açımdan keyifli taraflarından biri de, benim saçım sakalım beyazlayıp göbeğim yüzünden işerken şeyimi göremez hale gelmiş olmama rağmen eşimin fiziksel anlamda hiçbir deformasyona uğramamış olması. Hala vücudunun hiçbir yerinde bir gram fazlalık yok, hala atletik, hala estetik. Bu yüzden de sık sık sokakta, facebook ta vs. dikkat çeker ve erkekler bir şekilde iletişim kurmanın yollarını ararlar. Eşimde benim bu konuda canını sıkmayacağımı bildiği için “eşim ne der?” derdi taşımadan kendince arkadaşlar edinip, sohbetler eder ve sadece kendi kararıyla insanlarla iletişimini sürdürür ya da keser.
Bir süredir facebook ta tanıştığı birinden bahsetmeye başlamıştı. Kendisi bahsetmeye başladığına göre de diğerlerine göre biraz daha özel biraz daha farklı biri olmalıydı. Resimlerini gösterdi. Evet, eli ayağı düzgün, yakışıklı bir adamdı gördüğüm. Üstelik bizlerden en az 10 yaş daha genç duruyordu. Eşime sordum, doğruymuş daha 30 lu yaşların başındaydı.
“Farkı nedir bu adamın?” diye sorduğumda
“Dürüst” dedi.
“Ne demek o?”
“Hiç diğerleri gibi kıvırmadı. Çok güzelsin, seninle birlikte olmak istiyorum.”dedi.
“Eee, ne yapacaksın?”
“Bilmem, bakalım görelim.”
“Peki” dedim ve kapattık konuyu.
Uzunca bir süre msn de ve facebookta sohbet ettiler. Bu arada davranış tarzını takdir ettiğinden bahsediyordu. “Bazen şakalaşıyoruz bazen de ciddi ciddi sohbetler ediyoruz.” diyordu. Gecenin bir vakti uyandığımda eşimi bilgisayarın başında görebiliyordum. Hoşuma gidiyordu gerçekten bu. Çünkü kadın ve erkek arasındaki sohbet bir kez cinselliğe kayarsa veya erkek bu sohbetlerin reddedilmediğini bir kez görürse bir daha dostça, medenice sohbetler beklemek mucizedir. Demek ki gerçekten ilgisini hak eden bir arkadaş edinmiş diyor ve seviniyordum.
Sonra telefon sohbetleri başladı. Bu ilginçti gerçekten. Telefon numarasını verecek kadar güven telkin etmiş olması adamı benim de merak etmeme sebep oluyordu. Gecenin bir vakti telefonu çalıyor, onun aradığını söylüyor ve konuşmanın bir yerinde bir şekilde odadan çıkıyordu. Gerçi döndüğünde sohbetin kısa özetini yapıyordu ama görüyordum ki benim yanımda rahatça konuşamıyordu. Dolayısıyla rahat bırakıyordum. Soru sormuyor ve onun hakkında bir şey anlatırken doğal ve rahat tavrımı koruyordum. Bir gün adamın cinsel organını gördüğünü söyledi.
“Nasıl oldu? dediğimde,
“Msn de konuşuyorduk, görmek ister misin dedi, bende evet dedim.” diye anlattı.
“Beğendin mi?”
“Seninkine benziyor.”
“Yatacak mısın bu adamla?”
“Bilmem, bakarız.” dedi, güldü ve kapattı konuyu.
Daha sonra kendi facebook hesabımda ve arkadaşlık isteğini gördüm eşimin arkadaşının. Kabul etmeden önce de söyledim “bana arkadaşlık isteği göndermiş” diye. Göndereceğinden haberinin olduğunu söyleyince kabul etim ben de. Önce tedirgin ve mesafeli kısa sohbetlerden sonra açıldı konu. Eşimle birlikte olmak istediğini, onun da istediğini tahmin ettiğini ama henüz “evet” cevabını alamadığından bahsetti. Benim de olduğum bir ortamın daha güzel olacağını, benim yanımda eşimle sevişmekten çok zevk alacağını hatta ben eşimle birlikte olurken kendisine oral seks yapmasını düşlediğinden bahsetti. Artık bitmişti utangaçlık vs. İkimiz de eşimin “evet” diyeceği günü bekliyorduk.
Bu sohbetlerin hepsinden gerek benim gerekse arkadaşının aracılığı ile eşimin de haberi oluyordu. Böyle böyle konuştuk diye ya ben anlatıyordum ya da o.
Sonra bir gece (tesadüf olduğundan emin değilim) eşimle sevişirken aradı arkadaşı. Telefonu uzanabileceği bir yerdeydi ve uzanıp baktı. O olduğunu söyleyince cevap vermesini istedim içinden çıkmadan ve hareketlerimi durdurmadan. “Peki” dedi ve açtı telefonu. “Ne yapıyorsun” sorusuna “sevişiyoruz” diye cevap verdi ve olan oldu. Tüm gecemiz boyunca sevişmemize şahitlik etti arkadaşımız. Kulağında telefonla eşimle sevişmek çok özel bir eğlenceydi gerçekten. Adam her anımızı soruyor ve eşim anlatıyordu.
-Şu anda şu pozisyondayız.
-Evet, içimde yavaş yavaş gidip geliyor.
-Yan yatıyoruz, sırtım ona yapışık, içimde gidip geliyor aynı zamanda bızırımla oynuyor.
-Evet, senin de şimdi ağzımda olmanı isterdim.
-Keşke senin sikin olsaydı içimde.
-Çok istiyorum beni sikmeni.
-Evet, kocam da senin sikmeni istiyor.
Ve kocaman orgazm çığlıklarıyla ve “sik beni …” sesleriyle biten deli bir gece sonunda karar vermişti artık bu adamla yatmaya.
Birkaç ay daha böyle gecelerce, telefon ve msn sohbetleriyle geçti ve bir gün arkadaşımız birkaç gün sonra yakınımızdaki bir şehre gelmesi gerektiğinden bahisle ziyaret etmek istediğini söyledi. “Olur” dedi eşim benim desteğimle ve bir gün akşamüzeri beklemeye başladık konuğumuzu. Hava kararmıştı “yarım saate kadar oradayım” telefonunu aldığımızda. Hatta (daha önce böyle bir ortamın sözü edildiği için) balık yemek istediğini söylüyordu. Yani balkonda mangal yapacaktık. Hemen çıktım dışarı ve yakınımızdaki alışveriş merkezine yöneldim. Biliyordum ki balık reyonları zengin ve güvenilir. Ben daha balıkların hazırlanmasını beklerken aradı eşim. “Geldi” diye. Merakla “nasılsın, bir problem var mı” diye sormaya çalışırken “her şey iyi, benim için de şarap almayı unutma” dedi ve içim rahat alışverişimizi tamamladım. Bizim için daha önce konuştuğumuz üzere rakı ve eşime de bir şişe şarap alıp eve döndüm.
Kapıyı anahtarımla açıp eve girdim ve mutfağa yöneldim. Kimse yoktu ortalıkta elimdeki poşetleri yere bırakırken. Sonrasında ışığı yanmayan balkondan girdiler içeri “bizi mi arıyordun” diye kıkırdayarak. (Daha sonra konuştuğumuzda, ben onlara bakınırken balkonda ona oral seks yaptığını anlattı eşim) Tokalaştık, tanıştık, gülüştük ve yemek hazırlamaya başladık. Eşimin tespiti doğruydu gerçekten. Hiçbir tedirginlik hissetmeden, hiçbir seviyesizliğe maruz kalmadan gerçekten keyif alarak hazırladık ve yedik yemeğimizi. Biz rakımızı, eşim şarabını yudumladı neşeyle.
Yemekten sonra yine elbirliğiyle sofrayı topladık, balkonu yıkadık ve hepimiz duş aldık üzerimize sinen balık ve mangal kokusundan kurtulmak için. Duştan sonra eşimi yatak odasında, o gece için aldığı özel iç çamaşırlarını giyerken gördüğümde kesin olarak anladım tereddüdümüz olmadığını ve o gecenin beklediğimiz gece olduğunu.
Eşim yeni iç çamaşırlarının üzerine bir sabahlık giydi ve salona geldi. Halen yeteri kadar hazır değildi herhalde ki şişesinde kalan şarabı hızla bitirmeye çalışıyordu. Uyarmak zorunda kaldım “yavaş” diye “uyumak ya da kusmak istemezsin”
Burada bir kopukluk var gerçekten hafızamda. Elbette ki eşimi uyarmayı akıl etmeme rağmen ortamın heyecanından ben ne kadar rakı içtiğimi fark edememiştim. O andan, arkadaşımızı kanepede çırılçıplak sırtüstü yatar ve eşimi de yine çırılçıplak onun üzerine eğilmiş oral seks yapar halde ve kendi elimde de onları kaydettiğim kamerayı görene kadar neler oldu hafızamda yok.
Ama bundan sonrası inanılmaz ve halen tüm netliği ile gözümün önünde. Gerçi sık sık izlediğim kamera kaydı da hatırlatıyor zaten.
Benimkine oranla iri değildi eşimin yaladığı alet. Ama daha önce eşimin söylediği gibi benziyordu gerçekten. Önce uzun uzun taşaklarını yaladı eşim. Sonra ellerini kullanmadan dili ve dudakları ile uzun zamandır beklediği sikin gövdesine ve sonrada ucuna doğru ilerledi. İki eliyle kavrayarak dikleştirdi ve ucunu dudaklarının arasına aldı nihayet. Biraz diliyle oynayıp biraz ağzının içine ittirdi kafasını. Sonra tekrar, sonra tekrar. Ve sonra da benim geleceğini bildiğim hamleyi yaptı. Yine aynı şeyin olacağını sanan misafirimiz de yanılmış oldu böylece. Ağzını kafasının ucuna kadar çekip yine yalamaya başlayınca küçük bir giriş bekleyen misafirimiz şoka uğradı. Çünkü büyük bir hızla boğazına doğru ilerlemesini sağladı elindeki aletin. Bundan sonrası ise izlemesi gerçekten muhteşem bir şovdu. Taşaklardan gövde boyunca kafasına kadar dolaşan bir dil ve sonra nereye kadar gireceği belli olmayan, her seferinde değişebilen bir hamle. Zavallı misafirimiz ise sadece eşimin saçlarını toplayıp ne yaptığını görebilme çabası içerisinde.
Neden sonra duyabildim “üzerine otur” sözlerini. Biraz bozuldu eşim aslında. Sanırım doymamıştı yalamaya ve belki de hoşuna gitmişti adamın şaşkın ve keyiften ne yapacağını bilmez tepkileri. Yine de itiraz etmeden kaydırdı kendini yukarıya ve amını adamın sikinin üzerine yaslayıp yaylandı üzerinde biraz yukarı ve aşağı. Sonra kalçalarını kaldırdı, adamın sikini eliyle hizaladı amının girişine ve yavaşça içine aldı. Eşim yukarı aşağı hareket etmeye ve aynı zamanda keyif aldığını gösteren inleme sesleri çıkarmaya başladığında ayak uçlarına yani tam giriş çıkışları kaydedebileceği bir yere bıraktım kamerayı ve eşimin yanına gittim. Dudaklarını, memelerini öpüp yalarken bir elimle uzanıp bızırını okşuyordum. Boşalmaya yaklaşıyor herhalde demiştim ki kasılmaya başladı. Adamı kendine çekip boynuna sarıldı yapıştı dudaklarına ve “hızlı” dedi. “Hızlı ol, vur Allahın belası vur, sert vur geliyorummm.” Çırpına çırpına boşaldı. Bu arada ikimizi de dişleriyle tırnaklarıyla sıkı bir kavgadan çıkmış hale getirmişti.
Mola verdik balkonda birer duble rakı eşliğinde ve terimizi soğuttuk. Sonra kısa birer duş sırayla. (Banyoda sevişmeyi reddediyor olduğunu bildiğim için denemedim bile yanına gitmeyi ve arkadaşımızı da durdurdum. “Orgazm olurken kendimi kaybediyorum, kırarız bir yerlerimizi” der hep.)
Biraz daha oturduktan sonra ikimizi de siklerimizden çeke çeke yatak odasına götürdü bu sefer. Yattık iki yanına ve girdik birbirimize. Kim soktu, kim çıkardı, kimi öptü, kimi yaladı bilemeden saatler sonra uyuduk kaldık kendi vücut salgılarımızın içinde.
Ertesi gün başka bir alem. Sabah kim uyandı da başlattı bilmiyorum ama durmaksızın ya ağzına verdik ya öptük okşadık ya da siktik eşimi. Arada bir şeyler yedik içtik, sohbet edip güldük eğlendik. Biraz havuza indik bir ara. İyi oldu gerçekten biraz frene basıp nefeslendik, güç topladık böylece. Akşamına dışarı çıktık. Efendi efendi yemeğimizi yedik bir restoranda ama yemekten sonra gittiğimiz barda yine kontrolü kaybettik. Viskiler zıvanadan çıkardı üçümüzü de. Zaten meyilliymişiz demek ki. Üçümüz birlikte dans ederken delirmiş gibi, barda eşimin külotsuz amını görmeyen kalmadı muhtemelen. Evde aynı tempo devam edince bir ertesi gün hepimiz süt dökmüş kedi gibiydik. Misafirimiz ve ben “lan derisi soyuldu bunun” diye homurdanırken eşim de “dokunamıyorum bile gelmeyin sakın yanıma” diyordu.
Gece biraz rakı içtikten sonra bitler biraz kanlandı tabi. Bahsetmişti eşim daha önce “hiç olmazsa bir geceyi de baş başa geçirelim” demiş misafirimiz. Canıma minnetti valla. Kovaladım bunları yatak odasına ve salonda kanepeye kıvrılıp vurdum kafayı yattım.
Gülümseyerek uyandım sabah. Karım koynumda yatıyordu. Artık saat kaçta bittiyse işleri bilmem ama uyumak için benim koynuma gelmişti.
Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32